sal'

listen to the pronunciation of sal'
الإنجليزية - التركية
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Baş tepesinin saçsız oluşu, kellik
SAL'A
(Osmanlı Dönemi) Ağaç olmayan kumlu yer.SALA' : Kuyruğun sağı veya solu
SAL'A
(Osmanlı Dönemi) Belâ, âfet
SAL
(Osmanlı Dönemi) f. Sene, yıl
SAL
(Hukuk) Yıl, içinde bulunulan yıl
sal
At arabası üzerine saman taşımak için uzun ağaç kalaslarla kurulan düzenek
sal
Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı: "Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk?"- Y. K. Karaosmanoğlu
sal
Tabut
sal
Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı
sal
ırmağın üstünden aktığı büyük yassı taş
sal
Yıl, sene
sal
ince büyük yüzeyli taş
sal yarışı
Genellikle nehirlerde sal ile yapılan bir tür yarış
A'SAL
(Osmanlı Dönemi) Dişinin ucu eğri olan
MÜSTE'SAL
(Osmanlı Dönemi) Ele geçirilmi
MÜSTE'SAL
(Osmanlı Dönemi) (İstisal. dan) Kökünden koparılmış
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف sal' في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Sal
One of the Cape Verde islands
Sal
A diminutive of the male given names Samuel and Salvador
Sal
A diminutive of the female given name Sally
sal
salt
sal ammoniac
ammonium chloride
sal ammoniac
a rare mineral composed of ammonium chloride found around volcanic fumaroles and guano deposits
sal soda
sodium carbonate
sal volatile
ammonium carbonate
sal-ammoniac
Alternative spelling of sal ammoniac
Sal
Diminutive of the male given name Samuel
Sal
{i} male first name
Sal
Diminutive of the female given name Sally
sal
Special Access Line
sal
(salt) (in Salapia - a river name) *sal- 'grey' dirty, salt'
sal
salt (mainly in the names of various chemical compounds)
sal
It is of a light brown color, close-grained, heavy, and durable
sal
Single Anchor Loading
sal
An East Indian timber tree (Shorea robusta), much used for building purposes
sal
Salt "Sin sal" means without salt, useful to know when ordering a tequila cocktail called a margarita, which usually is served with its rim coated with salt
sal
Slot Allocation List
sal
sall aux shall suld pret [OE sculan, sceal 1/3 sg pres ]
sal
[Spanish] salt
sal
fn salt
sal
Structural Adjustment Loan
sal
Datafile (SORITEC)
sal ammoniac
white salt used in dry batteries; systemic acidifying agent which was formerly used as a diuretic and an expectorant (Medicine)
sal ammoniac
ammonium chloride: a white salt used in dry cells
sal soda
A hydrated sodium carbonate used as a general cleanser
sal volatile
{i} smelling salts
التركية - الإنجليزية

تعريف sal' في التركية الإنجليزية القاموس.

sal yapan kimse
rafter
sal
float

Tom floated down the river on a raft. - Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.

Tom floated downstream on a raft. - Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.

sal
prov. coffin
sal
raft

The boy went down the river on a raft. - Çocuk bir sal üstünde nehirden aşağıya doğru gitti.

The boys built a raft. - Çocuklar bir sal yaptı.

sal ile taşımak
raft
sal yapmak
raft
kütüklerden yapılmış sal
catamaran
ırmakta sal ile ilerleme
rafting
sal'
المفضلات