التركية - الإنجليزية
تعريف sakallı في التركية الإنجليزية القاموس.
- bearded
There were several bearded men in the park.
-Parkta birkaç tane sakallı adam vardı.
- bearded; whiskered, bewhiskered
- with a beard
- barbelled
- barbate
- whisker
- awn
- sakal
- beard
He thought of growing a beard but gave that up.
-O sakal uzatmayı düşündü ama vazgeçti.
Tom had a week's worth of beard on his face.
-Tom'un yüzünde bir haftalık sakalı vardı.
- sakallı adam
- beaver
- sakallı akbaba
- lammergeier
- sakallı akbaba
- lammergeyer
- sakallı yarasa
- (Tabiat Doğa) (hayvan, Fam: Vespertilionidae) barbastelle
- saçlı sakallı
- (someone) who is of advanced years (and thus ought to behave more sensibly)
- sakal
- barb
Tom has his beard trimmed by a barber.
-Tom sakalını bir berbere düzelttirdi.
- sakal
- {i} whiskers
- sakal
- facial hair
- top sakallı
- top beard
- kızıl sakallı
- red bearded
- sakal
- fungus; barb
- sakal
- beaver
- sakal
- pogono
- sakal
- sharp hook-like projection
- sakal
- gill
- sakal
- {i} fungus
- sakal
- (Anatomi) barba
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف sakallı في التركية التركية القاموس.
- Sakalı olan
- Sakalını tıraş etmemiş, tıraşı gelmiş, tıraşsız
- Osmanlı Devleti'nde savaşta esir alınan yaşlı esirlere verilen ad
- SAKALLI
- Savaş tutsaklarının yaşı geçkin olanları
- SAKALLI
- Sakalı olan: "Uzaktan çadırımıza doğru gelen siyah sakallı, kırk beşlik bir bedeviyi işaret ettiler."- R. H. Karay
- sakallı kartal
- İri vücutlu, güçlü ve gagası çengelli yırtıcı kuş (Gypaetus barbatus)
- saçlı sakallı
- Yaşlanmış (kimse), aklı başında olması gereken
- Sakal
- lihye
- Sakal
- (Osmanlı Dönemi) RİŞ
- Sakal
- (Osmanlı Dönemi) MÜSAL
- Sakal
- (Osmanlı Dönemi) LİHYE
- Sakal
- eriş
- didon sakallı
- Yalnız çenesinde sivri sakalı olan
- sakal
- Yetişkin erkeklerde yanak ve alt çenede çıkan kılların tümü
- sakal
- Bazı hayvanlarda çene altında bulunan kılların tümü
- sakal
- Erkeklerde yanak ve çenede çıkan kılların tümü: "Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti."- F. R. Atay
- sakal
- Yetişkin erkeklerde yanak ve çenede çıkan kılların tümü
- sakal
- Kıyıya alınmış bir geminin altından sarkan yosunlar
- top sakallı
- Top sakalı olan