sakal

listen to the pronunciation of sakal
التركية - الإنجليزية
beard

Tom has been growing a beard all summer. - Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır.

Tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful. - Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.

barb

Tom has his beard trimmed by a barber. - Tom sakalını bir berbere düzelttirdi.

fungus; barb
beaver
whiskers
pogono
sharp hook-like projection
facial hair
gill
{i} fungus
(Anatomi) barba
sakal bırakmak
grow beard
sakal bırakmak
to grow a beard
sakal bırakmak
grow a beard
sakal bırakmak/koyuvermek/salıvermek/uzatmak
to grow a beard; to let one's beard grow
sakal kılı
whisker
sakal uzaması
pogonotrophy
sakal çiçeği
(Botanik, Bitkibilim) caryopteris
saç sakal ağartmak
to work on (something) for a long time
saç sakal birbirine karışmış
(someone) whose hair and beard are long and unkempt; (someone) who looks very unkempt
saç sakal lütfen
Haircut and shave please
top sakal
goatee

Tom stroked his goatee and nodded. - Tom top sakalını okşadı ve başını salladı.

kirli sakal
five o'clock shadow
kirli sakal
Stubble
aşağı tükürsem sakal/sakalım, yukarı tükürsem bıyık/bıyığım
(Konuşma Dili) I am faced with an impossible choice
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
I have to choose between the devil and the deep (blue) sea
fırça gibi sakal
stubble
fırça sakal
beaver
kirli sakal
stubbly
kirli sakal (bir günlük)
five o'clock shadow
köse sakal
very sparse beard
kıvırcık sakal
lock
mental sakal
(Denizbilim) mental barbel
top sakal
full, round beard
traşı gelmiş sakal
stubble
yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal
(Konuşma Dili) I'm faced with an impossible choice./I'm damned if I don't (do it), and I'm damned if I do (do it)./I'm sitting on the horns of a dilemma
çatal sakal
forked beard
çember sakal
beard which encircles the face from temple to temple (A wearer of this beard keeps his cheeks and the upper part of his chin closely shaven.)
çember sakal
round trimmed beard
sakal
المفضلات