They were all prepared for the picnic, because they had all brought their own food and plates.
If he wins, he will own you.
I have more money than I had last year.
- Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.
In the contest he fully displayed what ability he had.
- O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.
It is believed that whales have their own language.
- Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
Man is the only animal that possesses language.
- İnsan dile sahip olan tek hayvandır.
Honor is the most precious thing we possess.
- Onur sahip olduğumuz en değerli şey.
It's not about how much you're worth, but how much they are going to pay for having you.
- O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.
Not wanting is the same as having.
- İstemek sahip olmakla aynı değildir.