sahip olmanın

listen to the pronunciation of sahip olmanın
التركية - الإنجليزية
to having
sahip ol
had

I've never had such a large sum of money. - Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

I have more money than I had last year. - Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.

sahip ol
got possession of
sahip ol
have

It must be nice to have friends in high places. - Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.

If you are going abroad, it's necessary to have a passport. - Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.

sahip ol
possess

Man is the only animal that possesses language. - İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

Dignity doesn't cost anything, but I'm the only one who truly possesses it! - Haysiyet hiç bir ücrete tabi değildir ama buna gerçekten sahip olan tek kişi benim!

sahip ol
get possession of
sahip ol
{f} having

I count myself lucky in having good health. - İyi bir sağlığa sahip olduğum için, kendimi şanslı sayıyorum.

I like having plenty to do. - Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.

sahip ol
has
sahip ol
{f} possessed
sahip olmanın
المفضلات