sahip ol

listen to the pronunciation of sahip ol
التركية - الإنجليزية
had

In the contest he fully displayed what ability he had. - O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.

He is the only son that we have ever had. - O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.

got possession of
have

It is believed that whales have their own language. - Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.

It must be nice to have friends in high places. - Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.

possess

Honor is the most precious thing we possess. - Onur sahip olduğumuz en değerli şey.

Man is the only animal that possesses language. - İnsan dile sahip olan tek hayvandır.

get possession of
{f} having

Tom didn't like not having enough money. - Tom yeterli paraya sahip olmamaktan hoşlanmıyordu.

Not wanting is the same as having. - İstemek sahip olmakla aynı değildir.

has
{f} possessed
sahip ol
المفضلات