Kaza geçirme ihtimaline karşın biz her zaman bir emniyet kemeri takmak zorundaydık.
- We always had to put on a safety belt in case we had an accident.
Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.
- But for the safety belt, I wouldn't be alive today.
Tom, Mary'nin güvenliği hakkında endişelendi.
- Tom became concerned about Mary's safety.
Onlar güvenle yüzmeye çalıştı.
- They tried to swim to safety.
Tom neden koruyucu gözlük takmıyor?
- Why is Tom never wearing safety goggles?
Tom gerçekten koruyucu gözlük takmalıdır.
- Tom should really wear safety glasses.
Güvenlik en önemli şeydir.
- Safety is what matters most.
Güvenlik başka her şeyden öncelikli sağlanmalıdır.
- We must put safety before anything else.
Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?
- Could you explain all the safety features to me once again?
The free safety made a game-saving tackle on the runner who had broken past the linebackers.
If you push it to the limit, safety is not guaranteed.
He sacked the quarterback in the end zone for a safety.
Be sure that the safety is set before proceeding.