sadness.

listen to the pronunciation of sadness.
الإنجليزية - التركية
üzüntü

Tom üzüntüsünü gizleyemedi. - Tom was unable to conceal his sadness.

Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı. - He hid his sadness behind a smile.

{i} hüzün

Gözlerin hüzün doluydu. - Your eyes were full of sadness.

Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor. - Her face reflects disgust and sadness, rather than anger.

keder

Mutluluk ve keder sadece bir süre boyunca devam eder. - Happiness and sadness only last for a time.

Gözleri keder doluydu. - Their eyes were full of sadness.

üzgünlük
teessüf
neşesizlik
gam
tristesse
keder
sadness.

    الواصلة

    sad·ness

    فيديوهات

    ... all the sadness and frustration and anger and hurt, and then the crowd starts screaming, ...
    ... one never tires from consecrated the sadness of the minarets that stand out ...
المفضلات