sabırsızlıkla

listen to the pronunciation of sabırsızlıkla
التركية - الإنجليزية
agog
eagerly
impatiently

Tom honked the horn impatiently. - Tom sabırsızlıkla kornaya bastı.

Tom waited impatiently for Mary to get ready. - Tom, Mary'nin hazır olmasını sabırsızlıkla bekledi.

with impatience
eager
sabırsızlıkla beklemek
look forward to
sabırsızlıkla ve endişe ile beklemek
be on tenterhooks
sabırsızlık
impatience

He made a gesture of impatience. - O bir sabırsızlık jesti yaptı.

sabırsızlık
headiness
sabırsızlık
eagerness
sabırsızlık
restiveness
التركية - التركية
Büyük bir merakla: "Nihayet herkesin bu kadar sabırsızlıkla beklediği büyük gece gelirdi."- A. Ş. Hisar
Sabırsızlık
alz
sabırsızlık
Sabır göstermeme, sabırlı davranmama durumu, sabırsız olma durumu
sabırsızlık
Sabır göstermeme, sabırlı davranmama, sabırsız olma durumu: "Donmuş ellerini ısıtarak sabırsızlığını dışa vurmadan yazımı tamamlamamı beklerdi."- N. Cumalı
sabırsızlıkla
المفضلات