sağma

listen to the pronunciation of sağma
التركية - الإنجليزية
milking
(Nükleer Bilimler) eluation
sağ
right

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

sağ
alive

The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family. - Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

I know you're upset about your car being totaled, but you weren't injured and you should be thankful to be alive. - Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.

sağma makinası
milking machine
sağma makinesi
milker, milking machine
sağma makinesi
milking machine, milker
sağ
abate
sağ
(Otomotiv) direction indicator
sağ
(Politika, Siyaset) the right

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

sağ
pure

The air by the sea is pure and healthy. - Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

sağmak
run off
sağmak
(Denizbilim) strip
sağ
living

Tom drives a truck for a living. - Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.

He makes a living as a salesman. - Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

sağ
able-bodied
sağ
dexter
hayvanı hızlı hızlı ara vermeden sağma
fast break from the milking animals
sağ
right, (someone, something) who/which is on the right-hand side, dexter
sağ
right, the right-hand side
sağ
right hand

Tom has something in his right hand. - Tom'un sağ elinde bir şeyi var.

Raise your right hand. - Sağ elinizi kaldırın.

sağ
alive; sound, healthy; unadulterated, unmixed, pure katkısız
sağ
right wing

I have a right wing neighbor. - Sağ görüşlü bir komşum var.

sağ
offside
sağ
right in

Tom used to sit on my right in science class. - Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.

Sami fired right into Layla's head. - Sami, Leyla'nın kafasının sağına doğru ateş etti.

süt sağma makinası
Milking machine
koyun sağma
(Çiftçilik) sheep milking
koyun sağma durakları
(Çiftçilik) sheep milking stands
koyun sağma ekipmanı
(Çiftçilik) sheep milking equipment
sağ
pol. rightist, right-wing
sağ
pol. right wing
sağ
hoof
sağ
whole

You're young. You have your whole life ahead of you. - Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.

I don't think it's very healthy to cut out whole groups of foods like fats. - Yağlar gibi komple bir yiyecek grubunu kesmeyi çok sağlıklı bulmuyorum.

sağmak
to milk; to run off, to unreel, to wind off
sağmak
slang to swindle, milk, mulct
sağmak
(inek) milk
sağmak
to unwind or unravel (threads)
sağmak
to milk (an animal)
sağmak
to get (honey) from a beehive; to rob (a beehive) of its honey
sağmak
{f} milk

The life of some dairy farmers has gotten a lot easier since the introduction of robots to milk the cows. - Bazı süt çiftçilerinin hayatı inekleri sağmak için robotlar tanıtıldığından beri çok daha kolay olmuştur.

I need to go milk the cows. - İnekleri sağmak için gitmem gerekiyor.

sağma
المفضلات