She provided the traveler with food and clothing.
- O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
I am able to provide food and clothes for my family.
- Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.
Can you supply me with everything I need?
- İhtiyacım olan her şeyi bana sağlayabilir misin?
Supply me with this information as soon as possible.
- En kısa sürede bana bu bilgiyi sağlayın.
He has a large family to provide for.
- Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.
They had a lot of children to provide for.
- Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.
Team members are provided with equipment and uniforms.
- Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.
We provided them with money and clothes.
- Biz onlara para ve giysi sağladık.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
- Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
Japanese companies generally provide their employees with uniforms.
- Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
They were accused of supplying arms to terrorists.
- Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
This school supplies textbooks to its students.
- Bu okul kendi öğrencilerine ders kitabı sağlamaktadır.
The cow supplies us with milk.
- İnek bize süt sağlamaktadır.
The new subway enables me to get to school in 20 minutes.
- Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.
This bird's large wings enable it to fly very fast.
- Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.