His office is right up there.
- Onun ofisi orada sağda.
The soup-spoon is always on the extreme right.
- Çorba kaşığı her zaman en sağdadır.
I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family.
- Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.
Is the snake alive or dead?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
The air by the sea is pure and healthy.
- Deniz havası saf ve sağlıklıdır.
He makes a living as a salesman.
- Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
The poor girl made a living by selling flowers.
- Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.
Tom has something in his right hand.
- Tom'un sağ elinde bir şeyi var.
Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
I have a right wing neighbor.
- Sağ görüşlü bir komşum var.
He turned to the right instead of turning to the left.
- O, sola dönme yerine sağa döndü.
Sami fired right into Layla's head.
- Sami, Leyla'nın kafasının sağına doğru ateş etti.
I don't think it's very healthy to cut out whole groups of foods like fats.
- Yağlar gibi komple bir yiyecek grubunu kesmeyi çok sağlıklı bulmuyorum.
All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.