The continual noise deafened us.
- Sürekli gürültü bizi sağır etti.
Tom is deaf in one ear.
- Tom'un bir kulağı sağır.
Helen Keller was blind and deaf.
- Helen Keller kör ve sağırdı
Helen Keller was blind, deaf and mute.
- Helen Keller kördü sağırdı ve dilsizdi.
The continual noise deafened us.
- Sürekli gürültü bizi sağır etti.
The poor child was born deaf and dumb.
- Zavallı çocuk sağır ve dilsiz doğdu.
Helen Keller was blind, deaf and dumb.
- Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.
She goes to a school for the deaf.
- O, sağırlar için bir okula gidiyor.
I can't remember if Tom works with the deaf or the blind.
- Tom sağırlarla mı, yoksa körlerle mi çalışıyor hatırlamıyorum.