sağın

listen to the pronunciation of sağın
التركية - الإنجليزية
correct
exact
sağ
right

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

sağ
alive

Is the snake alive or dead? - Yılan sağ mı yoksa ölü mü?

I know you're upset about your car being totaled, but you weren't injured and you should be thankful to be alive. - Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.

sağın bilimler
the exact sciences
sağ
abate
sağ
(Otomotiv) direction indicator
sağ
(Politika, Siyaset) the right

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

sağ
pure

The air by the sea is pure and healthy. - Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

sağ
living

Tom drives a truck for a living. - Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.

He makes a living as a salesman. - Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

sağ
able-bodied
sağ
dexter
sağ
right, (someone, something) who/which is on the right-hand side, dexter
sağ
right, the right-hand side
sağ
right hand

Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand. - Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.

Tom caught the ball with his right hand. - Tom topu sağ eli ile yakaladı.

sağ
alive; sound, healthy; unadulterated, unmixed, pure katkısız
sağ
right wing

I have a right wing neighbor. - Sağ görüşlü bir komşum var.

sağ
offside
sağ
right in

He turned to the right instead of turning to the left. - O, sola dönme yerine sağa döndü.

Sami fired right into Layla's head. - Sami, Leyla'nın kafasının sağına doğru ateş etti.

sağ
pol. rightist, right-wing
sağ
pol. right wing
sağ
hoof
sağ
whole

She prepares wholesome meals for her family. - Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.

You're young. You have your whole life ahead of you. - Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.

sağın
المفضلات