التركية - الإنجليزية
تعريف sızıntı في التركية الإنجليزية القاموس.
- leak
Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
-Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
The police charged him with leaking information to a neighboring country.
-komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
- leakage
It is difficult to determine the state and safety of the radiation leakage.
-Radyasyon sızıntısının durumunu ve güvenliğini belirlemek zordur.
- creep
- droppings
- transude
- (İnşaat) percolation
- percolating water
- (Fizyoloji) infiltration
- (Ticaret) outage
- exudation
- emanation
- something which has leaked, trickled, or oozed out; leakage; ooze; seepage
- ooze
- creepage
- efflux
- leak, ooze, escape, leakage
- runaway
- escape
- seepage
- outflow
- transudation
- (Nükleer Bilimler) radiation leakage
- dropping
- sızıntı yapmak
- escape
- sızıntı suyu
- (İnşaat) leachate
- sızıntı yapmak
- get out of
- sızıntı yapmak
- seep
- sızıntı yapmak
- exude
- sızıntı yeri
- (Askeri) leak
- sızıntı (gaz)
- blow by
- sızıntı akımı
- sneak current
- sızıntı akımı
- (Askeri) seepage flow
- sızıntı akımı
- flow of seepage
- sızıntı akımı
- percolation of water
- sızıntı akımı
- leakage current
- sızıntı basıncı
- seepage pressure
- sızıntı bağlantı ağzı
- (Askeri) brake assembly
- sızıntı bölgesi
- zone of seepage
- sızıntı deliği
- leakage hole
- sızıntı detektörü
- leak detector
- sızıntı eğilimi
- bleeding tendency
- sızıntı eşiği
- (İnşaat) percolation threshold
- sızıntı hattı
- seepage line
- sızıntı hesabı
- seepage computation
- sızıntı hızı
- rate of leak
- sızıntı hızı
- rate of percolation
- sızıntı ile su kaybı
- loss of water by percolation
- sızıntı katsayısı
- percolation coefficient
- sızıntı kayıpları
- seepage losses
- sızıntı kuvveti
- (Çevre) seepage force
- sızıntı miktarı
- leakage
- sızıntı onarımı
- leakage repair
- sızıntı pompası
- oozing pump
- sızıntı sahası
- (Askeri) karst seep
- sızıntı suyu
- percolating water
- sızıntı sıvısı
- (Tıp) fibrinous exudate
- sızıntı vanası
- sluice valve
- sızıntı yapmak
- leak
- sızıntı yolu
- leakage path
- sızıntı yolu
- creep line
- sızıntı yolu
- path of percolation
- sızıntı zonu
- zone of seepage
- sızıntı önleme
- leakage prevention
- sızıntı önleyi
- anti leak
- sızıntı önleyi
- anti-leak
- sızıntı önleyici
- anti-leakage
- sızıntı ışınım
- leakage radiation fix
- manyetik sızıntı
- magnetic leakage
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف sızıntı في التركية التركية القاموس.
- Sızan şey: "Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti."- A. Gündüz
- Sızan şey
- Genellikle iltihaplanma sebebiyle deri veya mukozada beliren sıvı, akıntı
- (Osmanlı Dönemi) MASALE