sıvılar

listen to the pronunciation of sıvılar
التركية - الإنجليزية
liquids

A sponge absorbs liquids. - Sünger sıvıları emer.

Liquids are either acid or alkaline. - Sıvılar asit ya da alkalidirler.

fluids

Ebola spreads from person to person through bodily fluids. - Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.

Layla drank her body fluids. - Leyla beden sıvılarını içti.

sıvı
{i} fluid

Instead of ink there was some kind of strange fluid in the bottle. - Şişede mürekkep yerine bir tür garip bir sıvı vardı.

Some fluid is leaking into our office. - Bir miktar sıvı ofisimize sızıyor.

sıvı
liquid

For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw. - Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.

But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out. - Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.

sıvı
(Biyokimya) plasma
sıvı
{i} water

Water is liquid. It becomes solid when it freezes. - Su sıvıdır. O, donduğu zaman katılaşır.

Water, in its natural state, is a fluid. - Su, doğal olarak, bir sıvıdır.

sıvı
(İnşaat) colloid
sıvı
non-condensing
sıvı
running
sıvı
(a) liquid, (a) fluid
sıvı
soft
sıvı
liquid, fluid
sıvı
(Tıp) aqua
التركية - التركية

تعريف sıvılar في التركية التركية القاموس.

Sıvı
likit
Sıvı
akar
Sıvı
mayi
sıvı
Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen (cisim), mayi
sıvı
Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen (cisim) , mayi
sıvı
(Osmanlı Dönemi) mâyi
sıvılar
المفضلات