sınıflandırılma

listen to the pronunciation of sınıflandırılma
التركية - الإنجليزية
graduation
A marking (i.e. on a container) indicating a measurement
A commencement ceremony
News & Dates Valedictory Academic Dress Previous Graduates Glossary of Terms
{i} completion of a course of study (in a school, etc.); commencement, ceremony in which diplomas or degrees are awarded; mark showing a degree of measurement
following completion of their courses, students attend a graduation ceremony during which their degree or diploma will be awarded
the successful completion of a program of study
an academic exercise in which diplomas are conferred
the movement of entities from one density of light to the next higher density of light according to their ability to use the increased frequency of light for learning and service
You graduate when you complete the requirements for your degree, and after having filed a request for graduation Graduation is not automatic Graduation is generally confused with Commencement, which is the formal graduation ceremony that takes place in May of each year
The process of graduating, and the classification of those degrees awarded [University]
/Schulabschluß
a line (as on a vessel or ruler) that marks a measurement; "the ruler had 16 graduations per inch"
A graduation is a line or number on a container or measuring instrument which marks a particular measurement. medicine bottles with graduations on them
The act of graduating, or the state of being graduated; as, graduation of a scale; graduation at a college; graduation in color; graduation by evaporation; the graduation of a bird's tail, etc
The exposure of a liquid in large surfaces to the air, so as to hasten its evaporation
A graduation is a special ceremony at university, college, or school, at which degrees and diplomas are given to students who have successfully completed their studies. the graduation ceremony at Yale At my brother's high school graduation the students recited a poem
There is a difference between graduation and commencement Graduation occurs when the college determines you have successfully completed all the requirements for your degree Commencement is a ceremony; a public celebration of your accomplishment
The marks on an instrument or vessel to indicate degrees or quantity; a scale
the successful completion of a program of study a line (as on a vessel or ruler) that marks a measurement; "the ruler had 16 graduations per inch
Graduation is the successful completion of a course of study at a university, college, or school, for which you receive a degree or diploma. They asked what his plans were after graduation
sınıf
classroom

Please don't run in the classroom. - Lütfen sınıfta koşmayın.

The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom! - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

sınıf
class

The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom! - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!

This class consists of 15 boys and 28 girls. - Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.

sınıf
grade

He is in the tenth grade. - O, onuncu sınıfta okuyor.

His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class. - Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.

sınıf
sort

How will you sort the animals? - Sen hayvanları nasıl sınıflandıracaksın?

We should sort the students' names alphabetically. - Öğrencilerin isimlerini alfabetik sıraya göre sınıflandırmalıyız.

sınıf
{i} category
sınıf
sphere
sınıf
order

Today, our teacher told us that those who smoke will never grow up. In order to prove it, she shot a seventh-grader named Petya. - Bugün, öğretmenimiz bize sigara içenlerin asla büyümeyeceğini söyledi. Bunu kanıtlamak için, Petya adında bir yedinci sınıf öğrencisini vurdu.

He ordered the boys not to shout in the classroom. - Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti.

sınıf
(Politika, Siyaset) classification

Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver. - Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.

Classification is not my specialty. - Sınıflandırma benim uzmanlığım değil.

sınıf
classified

In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest. - Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.

This document is classified. - Bu belge sınıflandırılmış.

sınıf
caste
sınıf
(Denizbilim) classis
sınıf
(İstatistik) group

The class was divided into four groups. - Sınıf dört gruba ayrıldı.

sınıf
range
sınıf
(Biyoloji) tribe
sınıf
taxon
sınıf
run

Please don't run in the classroom. - Lütfen sınıfta koşmayın.

Who can run fastest in your class? - Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?

sınıf
remove
sınıf
rate

On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages. - 10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır.

sınıf
circle
sınıf
denomination
sınıf
class; classroom; grade; form
sınıf
(Zooloji) , (Botanik) class
sınıf
estate
sınıf
form

Form is temporary, class is permanent. - Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.

Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates. - On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım.

sınıf
rank
sınıf
States
sınıf
schoolroom
sınıf
genus
sınıf
branch
sınıf
race
sınıf
class; category
sınıf
(Askeriye) corps: İstihkâm Sınıfı Corps of Engineers
sınıflandırılmak
be classed
التركية - التركية

تعريف sınıflandırılma في التركية التركية القاموس.

SINIF
(Osmanlı Dönemi) Kısım, bölüm, tabaka
sınıf
Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü
sınıf
Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği
sınıf
Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri
sınıf
Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri: "Üçüncü sınıf bir gazeteciydi."- N. Cumalı
sınıf
Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı menfaati sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas: "Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi."- R. N. Güntekin
sınıf
Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı menfaati sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas
sınıf
Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri
sınıf
Ders okutulan yer, dershane, derslik
sınıflandırılma
المفضلات