Tom went splashing through the shallows.
- Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
Children enjoying making a splash in water as they come off a waterslide.
- Çocuklar su kaydırağına geldiklerinde su sıçratmayı seviyorlar.
We saw a fish splashing in the water.
- Balığın suda su sıçrattığını gördük.
The baby was splashing in the bathtub.
- Bebek küvette su sıçratıyordu.
The kangaroo jumps very high.
- Kangurular çok yüksek sıçrarlar.
If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
- Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
Tom leaped from his seat.
- Tom koltuğundan sıçradı.
Tom leaped at Mary and tried to strangle her.
- Tom, Mary'ye sıçradı ve onu boğmaya çalıştı.
The dog leapt and caught the disk in midair.
- Köpek sıçradı ve havada diski yakaladı.
Tom leaped at Mary and tried to strangle her.
- Tom, Mary'ye sıçradı ve onu boğmaya çalıştı.
Think before you leap.
- Sıçramadan önce düşün.
That idea was a springboard for further discussions about sex.
- Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
Sami hopped from the bed.
- Sami yataktan sıçradı.