The baby was splashing in the bathtub.
- Bebek küvette su sıçratıyordu.
Tom splashed water on his face.
- Tom onun yüzüne su sıçrattı.
Tom kept splashing water in Mary's face.
- Tom Mary'nin yüzüne su sıçratmaya devam etti.
Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?
- Sen hiç bir çocuk olarak lastik çizmelerini giymedin mi ve su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi?
The dog jumped up and caught the ball.
- Köpek sıçradı ve topu yakaladı.
The kangaroo jumps very high.
- Kangurular çok yüksek sıçrarlar.
Tom leaped at Mary and tried to strangle her.
- Tom, Mary'ye sıçradı ve onu boğmaya çalıştı.
Tom leaped from his seat.
- Tom koltuğundan sıçradı.
The dog leapt and caught the disk in midair.
- Köpek sıçradı ve havada diski yakaladı.
Think before you leap.
- Sıçramadan önce düşün.
Tom leaped from his seat.
- Tom koltuğundan sıçradı.
That idea was a springboard for further discussions about sex.
- Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
Sami hopped from the bed.
- Sami yataktan sıçradı.