تعريف süs في التركية الإنجليزية القاموس.
- ornament
Friends who pay a visit are an ornament to the home.
- Ziyaret eden arkadaşlar ev için bir süstür.
Proverbs are an ornamentation of speech.
- Atasözleri konuşmanın bir süsüdür.
- garnish
Borscht is often garnished with dill and sour cream.
- Pancar çorbası genellikle dereotu ve ekşi krema ile süslenir.
- ornamental
Sami bought some ornamental plants.
- Sami bazı süs bitkileri satın aldı.
Sami planted some ornamental plants.
- Sami bazı süs bitkileri dikti.
- (üniforma) facings
- adornment
- decoration
The party decorations were colorful.
- Parti süslemeleri renkliydi.
I like Christmas decorations.
- Ben Noel süslerini severim.
- embellishment
I told her the truth. I just added a few embellishments.
- Ona gerçeği söyledim. Sadece birkaç süslemeler ekledim.
- embroidery
- frill
- flower
I like to decorate my room with flowers.
- Odamı çiçeklerle süslemeyi seviyorum.
The temples on Mars are decorated with lotus flowers.
- Mars'taki tapınaklar, nilüfer çiçekleri ile süslenmiştir.
- enrichment
- setout
- apparel
- fancy
You don't need to wear anything fancy.
- Süslü bir şey giymene gerek yok.
Tom took Mary to a fancy restaurant on their anniversary.
- Tom evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.
- ornamentation
Proverbs are an ornamentation of speech.
- Atasözleri konuşmanın bir süsüdür.
- encrustation
- finery
- flamboyance
- ornament, adornment, decoration, trimming
- (an) ornament, (a) decoration
- falbala
- ornamental display
- garniture
- garnishment
- frippery
- get up
- attire
- make up
- flourish
- decor
Tom is a decorated war hero.
- Tom süslenmiş bir savaş kahramanı.
She decorated the wall with pictures.
- Duvarı resimlerle süsledi.
- fallal
- flamboyancy
- gaud
- falderal
- {i} scrimshaw
- flamboyant
She wears flamboyant clothes to draw attention.
- O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.
- soap
- embellish
I told her the truth. I just added a few embellishments.
- Ona gerçeği söyledim. Sadece birkaç süslemeler ekledim.
- fandangle
- {i} setoff
- {i} trimming
- tracery
- plumage
- {i} trim
- süs çizmek
- vignetting
- süs ağacı
- decorative tree
Odada ki süs ağacı kendini belli ediyordu.
- süs bitkisi
- foliage plant
- süs iğnesi
- decorative pins
- süs taşı
- ornament stone
türkiyenin süs taşları çok çeşitli.
- süs balığı
- goldfish
- süs bitkileri
- ornamental plants
- süs köpeği
- fancy dog
- süs püs needless, worthless, or excessive adornment; frippery, finery; tinsel, t
- (kendine)
- süs çizmek
- vignette
- gereksiz süs
- frills
- küpe ucundaki süs
- pendant
- küpe veya kolye ucundaki süs
- pendant
- Süs bitkisi
- ornamental
- bir süs bitkisi
- an ornamental plant
- gök yakut da denilen süs taşı
- also called ornamental stone ruby sky
- süsler
- trims
- aşırı süs
- puffiness
- aşırı süs
- fandangle
- değersiz süs
- trinket
- değersiz süs
- falderal
- değersiz süs
- gimcrack
- değersiz süs
- frippery
- faydasız süs
- frills
- gonca şeklinde süs
- ball flower
- gül biçiminde süs
- rosace
- kafesli süs
- fret
- kapı üzerine asılan süs
- lambrequin
- mimari süs
- (Mimarlık) architectural ornament
- otsu süs bitkisi
- coreopsis
- raf üzerine asılan süs
- lambrequin
- resmi elbiseye süs olarak takılan kürk
- miniver
- resmi elbiseye süs olarak takılan kürk
- minever
- sallantılı süs
- (kolye vb.) pendant
- ucuz süs
- trifle
- ufak süs eşyaları
- bric-a-brac
- yaprak biçiminde süs
- dog tooth
- yiv şeklinde süs
- fluting
- zevksiz ve aşırı süs
- gaudiness
- şerit testere ile yapılmış süs
- scrollwork