To our great surprise, he suddenly resigned.
- Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
What a pleasant surprise to see you here!
- Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
The idea of surprising her suddenly crossed my mind.
- Birden aklıma ona sürpriz yapma fikri geldi.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
That would be a treat.
- Bu bir sürpriz olurdu.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
I wanted to surprise her.
- Ona sürpriz yapmak istedim.
Their prices are surprisingly cheaper than their rivals.