Great was her surprise when she knew the fact.
- O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.
What a pleasant surprise to see you here!
- Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
I wanted to surprise Tom.
- Tom'a sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise her.
- Ona sürpriz yapmak istedim.
Tom made a surprising decision.
- Tom sürpriz bir karar aldı.
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
That would be a treat.
- Bu bir sürpriz olurdu.
Their prices are surprisingly cheaper than their rivals.