He continued his studies at graduate school.
- Yüksek lisans okulunda çalışmalarını sürdürdü.
Tom was determined to continue his support for as long as it took.
- Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
I have decided to carry on the work.
- İşi sürdürmeye karar verdim.
We can not carry on conversation in such a noisy room.
- Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
After waiting all day, the workers were still looking for a break in the weather so they could resume the search.
- Bütün gün bekledikten sonra işçiler araştırmayı sürdürebilmek için hâlâ havanın düzelmesini bekliyorlardı.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
- Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
The ruler was overthrown and banished from the country.
- Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.