sürdür

listen to the pronunciation of sürdür
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) continue

He continued his studies at graduate school. - Yüksek lisans okulunda çalışmalarını sürdürdü.

Tom was determined to continue his support for as long as it took. - Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.

(Bilgisayar) preserve
carry on

I have decided to carry on the work. - İşi sürdürmeye karar verdim.

We can not carry on conversation in such a noisy room. - Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz.

carry#on
resume

I wanted to resume my normal life. - Normal hayatımı sürdürmek istedim.

After waiting all day, the workers were still looking for a break in the weather so they could resume the search. - Bütün gün bekledikten sonra işçiler araştırmayı sürdürebilmek için hâlâ havanın düzelmesini bekliyorlardı.

sür
{f} drove

Tom drove Mary's car to Boston. - Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.

Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit. - Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.

sür
{f} exile

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

Santa Ana was living in exile in Cuba. - Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

The speech lasted thirty minutes. - Konuşma otuz dakika sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

Tom shouldn't have driven Mary's car. - Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.

They had driven wagons. - Vagonları onlar sürmüştü.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

Napoleon was banished to Elba in 1814. - Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
expatriate
sür
{f} smear
التركية - التركية

تعريف sürdür في التركية التركية القاموس.

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE