sürüyor

listen to the pronunciation of sürüyor
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) processing
(Bilgisayar) in progress
sür
{f} drove

He drove the truck to Dallas. - O, kamyonu Dallas'a sürdü.

Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit. - Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.

sür
{f} exile

Santa Ana was living in exile in Cuba. - Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.

He was exiled from his country. - O, ülkesinden sürgün edildi.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

My little son can drive a car. - Küçük oğlum araba sürebiliyor.

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

She has never been in a car driven by him. - O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.

Have you ever driven a sports car? - Hiç spor araba sürdün mü?

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

He was banished to an island for high treason. - O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

bu film ne kadar sürüyor
How long is this movie
silme sürüyor
(Bilgisayar) delete in progress
sür
expatriate
sür
{f} smear
التركية - التركية

تعريف sürüyor في التركية التركية القاموس.

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürüyor
المفضلات