We crept toward the enemy.
- Biz düşmana doğru süründük.
The baby crept into the room.
- Bebek, sürünerek odaya girdi.
Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
- Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
The baby crawled on hands and knees.
- Bebek ellerinin ve dizlerinin üstünde süründü.
I felt something crawling on my back.
- Sırtımda bir şeyin süründüğünü hissettim.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
Napoleon was exiled to St. Helena.
- Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.