Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
He drove the truck to Dallas.
- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
The ruler was overthrown and banished from the country.
- Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.