Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

sürü

listen to the pronunciation of sürü
التركية - الإنجليزية
flock

How many sheep are there in this flock? - Bu sürüde kaç tane koyun var?

I saw a flock of birds flying aloft. - Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.

herd

A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside. - Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.

drove

Sami drove a Rolls Royce. - Sami bir Rolls Royce sürüyordu.

Tom got into the driver's seat and drove off. - Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.

pack

Wolves travel in packs, but eagles fly alone. - Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.

Wolves travel in packs. - Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.

swarm

Tom was attacked by a swarm of bees. - Tom bir arı sürüsü tarafından saldırıya uğradı.

A swarm of wasps attacked the children. - Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.

gang

I watch a lot of gangster movies. - Bir sürü gangster filmi izliyorum.

crowd

There was a crowd of students waiting in front of the library. - Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.

regiment
horde

This game has you battle against hordes of evil stoats. - Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.

cartload
cloud

There are lots of clouds in the sky today. - Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.

The clouds scudded across the sky. - Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.

crew
covey
herd, flock, pack, horde, flight; crowd, gang, troop, drove
run

A lot of boys are running in the park. - Parkta bir sürü delikanlı çalışıyor.

When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off. - Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.

(koyun) fold
shoal
band

I have lots of rubber bands. - Bir sürü paket lastiğim var.

There were a lot of great bands at the festival. - Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.

flight

How long is the flight? - Uçuş ne kadar sürüyor?

How long is the flight from Tokyo to Hawaii? - Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor?

deluge
fold
batch
(Denizbilim) fush
ton

I have a ton of things to do. - Yapacak bir sürü işim var.

I've got a ton of work to do. - Yapacak bir sürü işim var.

parcel
troop
train

The monkey, trained properly, will be able to do a lot of tricks. - Düzgün eğitilmiş maymun bir sürü oyun yapabilecek.

The train driver signals the departure with his whistle. - Tren sürücüsü, düdüğüyle kalkışın sinyalini verdi.

(Denizbilim) school

Our school library has many books. - Okul kütüphanemizin bir sürü kitabı var.

Our boat followed a school of fish. - Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.

whole bunch
scad
bandwagon
myriad
slew
bir sürü
lots of

Lots of famous people come here. - Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

There were lots of people. - Bir sürü insan vardı.

sürü halinde hareket etmek
flock
sürü yenileme
flock replacement
sürü gibi toplanmak
huddle
sürü halinde gitmek
run
sürü halinde yaşama
gregariousness
sürü içgüdüsü
the herd instinct
sürü içgüdüsü
herd insinct
sürü olmak
shoal
sürü sahibi
herdsman
sürü sepet the whole kit and caboodle, the whole lot: Sürü sepet geldiler
The whole kit and caboodle of them came
sürü sürü
in droves
Sürü psikolojisi
(Sosyoloji, Toplumbilim) herd behaviour
bir sürü
heaps of

Tom's got heaps of friends. - Tom'un bir sürü arkadaşı var.

bir sürü
lots of, heaps of
bir sürü
a lot

There are a lot of factories in Kawasaki. - Kawasaki'de bir sürü fabrika var.

I have a lot of friends. - Bir sürü arkadaşım var.

bir sürü para
tons of money
bir sürü çocuk
dozens of children
sürü psikolojisi
herd psychology
sürü psikolojisi
herd mentality
toplanmış sürü
roundup
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Tar: Devşirme suretiyle alınan Hristiyan çocuklarının yüzer, yüzellişer, ikiyüzer veya daha fazla kişilik kafileler halinde sevkedilmeleri. Sürü adı verilen bu kafileler, sürücülerle muhafızların nezareti altında hükümet merkezine sevkedilirlerdi. O.T.D.S
Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü
Pek çok
Evcil hayvanlar topluluğu: "Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu."- R. H. Karay
Düzensiz insan topluluğu: "Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler."- H. E. Adıvar
Evcil hayvanlar topluluğu
Birlikte yaşayan hayvan topluluğu
Düzensiz insan topluluğu
(Osmanlı Dönemi) SÜRBE
sürü sepet
Birçok kimse veya şey hep birlikte
sürü sürü
Pek çok
parçacık sürü optimizasyonu
(Bilgisayar) Parçacık Sürü Optimizasyonu (Particle Swarm Optimization) (PSO) 1995’te Dr. Eberhart ve Dr. Kennedy tarafından geliştirilmiş popülasyon temelli sezgisel bir optimizasyon tekniğidir. Kuş veya balık sürülerinin sosyal davranışlarından esinlenilerek geliştirilmiştir
bir sürü
Çok sayıda, pek çok
الإنجليزية - التركية

تعريف sürü في الإنجليزية التركية القاموس.

sürü yönetim
dair management

Sürü Yönetim Sİstemi.

sürü
المفضلات