I wiped the dirt off my pants.
- Ben pantolonumdaki kiri süpürdüm.
We need to sweep up the dust.
- Tozu süpürmemiz gerekir.
I swept the floor in the kitchen.
- Mutfakta zemini süpürdüm.
She ordered the room to be swept.
- Odanın süpürülmesini buyurdu.
Sweeping the room is my daughter's job.
- Odayı süpürmek kızımın işidir.
Tom resumed sweeping the floor.
- Tom yeri süpürmeye devam etti.
Tom asked Mary to sweep the floor.
- Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.
A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
- Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.