sünde

listen to the pronunciation of sünde
ألمانية - التركية
n {'zündı} e günah; suç. ·
günahlar
günah
الإنجليزية - التركية

تعريف sünde في الإنجليزية التركية القاموس.

sin
günah

Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz. - Acquired by sin - there's no profit within.

Beni affedin, zira ben günah işledim. - Forgive me, for I have sinned.

crime
{i} suç

Kanada'da suç oranı düşüyor. - The crime rate is decreasing in Canada.

Savaş, insanlık dışı bir suçtur. - War is a crime against humanity.

crime
{i} aptallık
crime
mantıksızlık
crime
cürm
crime
mantıksızca hareket
commit sin
günah işlemek
crime
ayıp/suç
crime
cezalandırmak
crime
{i} suç, cürüm
crime
suçlu bulmak
crime
{i} cinayet

Cinayet kötü bir suçtur. - Murder is a wicked crime.

Tom herhangi bir cinayetle suçlanmadı. - Tom has not been charged with any crime.

crime
{i} sabıka
crime
{i} cinayet romanı
crime
{i} yüz karası
crime
{i} günah, acımaya yol açacak kötü davranış
ألمانية - الإنجليزية
crime
sin

God redeemed them from sin. - Gott erlöste sie von der Sünde.

Forgive me, for I have sinned. - Vergib mir meine Sünden!

commit sin
Das ist doch keine Sünde.
It's no crime
Hord der Sünde
hotbed of sin
eine Sünde begehen
to sin
eine Sünde begehen
to commit a sin
hässlich wie die Sünde
as ugly as sin
jdm. etwas erlassen (Schuld, Strafe, Sünde)
to remit your something (debt, punishment, sin)
kleine Sünde
peccadillo
lässliche Sünde
venial sin