sübut

listen to the pronunciation of sübut
التركية - الإنجليزية
being proved; certainity, certitude
(Osmanlıca) certitude
(Osmanlıca) being proved
(Osmanlıca) certainty
sübut bulmak
to be proved tanıtlanmak, ispat edilmek
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Sâbit, berkarar ve pâyidar olup durmak. Oynak ve müteharrik olmamak. Kat'i olarak meydana çıkmak. Sâbit olu
(Hukuk) Sabit olma, gerçekleşme; ispatlama, ispatlanma, kanıtlama
Gerçekleşme
(Osmanlı Dönemi) sabit oluş. Kesin olarak meydana çıkmak
Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma
sübut
المفضلات