söz vermek

listen to the pronunciation of söz vermek
التركية - الإنجليزية
promise

They had to promise to obey the laws of Mexico. - Meksika yasalarına uymak için söz vermek zorunda kaldılar.

You have to promise not to tell anyone. - Kimseye söylemeyeceğine söz vermek zorundasın

make a commitment
pledge
make a promise
vow
give a promise
give somebody one's word
make a commitment to
affirm
commit oneself to
take an oath
estipulate
commit
give the floor to someone

I now give the floor to our Dean - Şimdi sözü Dekanımıza veriyorum.

covenant
impawn
give an undertaking
engage
undertake
assure
give one's word
pledge one's word
take the pledge
plight
guarantee
to promise, to give a promise, to make a promise, to give sb one's word
give sb one's word
söz verme
shall
söz verme
promising
söz ver
promise

He promised to meet her at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

She promised to meet her at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

söz ver
{f} promised

Mr Smith has not turned up yet though he promised to come. - Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

She promised to meet him at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

söz ver
made a promise of
söz ver
take an oath
söz ver
{f} promising

He's promising us nothing. - O bize hiçbir şey için söz vermiyor.

What are you promising me? - Bana ne söz veriyorsun?

birine söz vermek
give someone one's word
kati olarak söz vermek
promise faithfully
kendi kendine söz vermek
pledge oneself
kendine söz vermek
pledge oneself
söz hakkı vermek
give smb. a hearing
yardım edeceğine söz vermek
promise to support (someone)
önceden söz vermek
pre engage
التركية - التركية

تعريف söz vermek في التركية التركية القاموس.

Söz verme
vaat
Söz verme
uhde
söz vermek
المفضلات