söylenerek

listen to the pronunciation of söylenerek
التركية - الإنجليزية
fretful
disposed to peevishness
habitually complaining; "a whining child
irritable, bad-tempered, grumpy or peevish
unable to relax or be still; "a constant fretful stamping of hooves"; "itchy for excitement"; "a restless child"
habitually complaining; "a whining child"
If someone is fretful, they behave in a way that shows that they worried or unhappy about something. Don't assume your baby automatically needs feeding if she's fretful. anxious and complaining, and unable to relax
{s} worried, anxious; agitated; angry, irritable
unable to relax; fidgety or restless
Disposed to fret; ill-humored; peevish; angry; in a state of vexation; as, a fretful temper
söyle
{f} said

Bogdan said he would be there tomorrow. - Bogdan, yarın orada olacağını söylemişti.

I remember what he said. - Onun ne söylediğini hatırlıyorum.

söyle
spit it out !
söyle
told

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

He told me that his father was dead. - O bana babasının öldüğünü söyledi.

söyle
told to
söyle
say

Please say it in English. - Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

Some doctors say something to please their patients. - Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.

söyle
confide

I'm confident that Tom will do what he says he'll do. - Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.

Tom said I looked confident. - Tom kendimden emin göründüğümü söyledi.

söyle
tell

Please tell me where you will live. - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

Tell me which of the two cameras is the better one. - İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

söyle
{f} saying

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

söyle
dictate
söyle
mouth

Tom told his son not to speak with his mouth full. - Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
söylenerek
المفضلات