söylüyor

listen to the pronunciation of söylüyor
التركية - الإنجليزية
tells

Tom tells everyone that he can't speak French, but that's not true. - Tom herkese Fransızca konuşamadığını söylüyor fakat doğru değil.

Everybody tells me their problems. - Herkes bana sorunlarını söylüyor.

says

The news says that there was a big earthquake in Greece. - Haber Yunanistan'da büyük bir deprem olduğunu söylüyor.

She says that she's never seen hedgehogs with ears. - O, kulakları olan kirpileri asla görmediğini söylüyor.

söyle
{f} said

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

It doesn't matter what he said. - Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

söyle
spit it out !
söyle
told

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

She told me that she had bought a CD. - Bana bir CD aldığını söyledi.

söyle
told to
söyle
say

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

Please say it in English. - Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

söyle
confide

This is confidential, I can only tell him personally. - Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.

He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married. - O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.

söyle
tell

Please tell me where you will live. - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

Could you please tell me why you love her? - Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

söyle
{f} saying

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

He received a telegram saying that his mother had died. - O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.

söyle
dictate
böyle söylüyor
it goes like this
söyle
mouth

Tom told his son not to speak with his mouth full. - Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
söylüyor
المفضلات