söve

listen to the pronunciation of söve
التركية - الإنجليزية
doorjamb, doorpost; door frame; window frame
one of four posts each of which is set in the corners on the topside of a wagon bed
jamb
التركية - التركية
Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar: "Başını kapının taş sövesine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu."- H. R. Gürpınar
Kapı eşiği
Kapının tutunduğu dış kenarı
Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve: "Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar."- M. Ş. Esendal
Kapı penceresi
Kapı ve pencerelerin yerleştiği çerçeve
Eşik: "Cebinden çıkardığı yassı uçlu bir demiri söve ile çerçevenin arasına sokarak camı da yukarı sürdü ve rezeledi."- H. R. Gürpınar
Eşik
Duvar
söve
المفضلات