Where can I go surfing around here?
- Bu civarda nerede sörfe gidebilirim?
Tom is keen on surfing.
- Tom sörf yapmaya düşkündür.
This beach is a paradise for surfers.
- Bu plaj sörfçüler için bir cennet.
She spends way too much time surfing the web.
- O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar.
Tom bought me a new surfboard.
- Tom bana yeni bir sörf tahtası aldı.
Where can I rent a surfboard?
- Nereden sörf kiralayabilirim?
Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.
- Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi.
Tom usually wears a wetsuit when he goes surfing.
- Tom sörf yapmaya gittiğinde genellikle bir dalış elbisesi giyer.
I don't like surfing.
- Sörf yapmaktan hoşlanmam.