sömürgeler

listen to the pronunciation of sömürgeler
التركية - الإنجليزية
colonies

Gaza is one of the most overcrowded and poorest colonies in the world. - Gazze dünyanın en aşırı kalabalık ve fakir sömürgelerinden biridir.

Years later, Europeans established colonies in the coastal areas. - Yıllar sonra Avrupalılar kıyı bölgelerinde sömürgeler kurdu.

plural of colony
groups of animals of the same type that live or grow together
A territory or country that is controlled by another country
groups of mycobacteria that have grown in a culture
communities of organisms which have taken up residence in a habitat
Refers to bacterial colonies that grow on a plate which, when counted, give an indication of sewage pollution In birds, refers to places where they breed
sömürge
(Hukuk) colony

Kenya used to be a British colony. - Kenya bir İngiliz sömürgesiydi.

This colony was founded in 1700. - Bu sömürge 1700 yılında kuruldu.

sömürge
{s} colonial

America and other colonial powers hoped for the end of the Russian Revolution. - Amerika ve diğer sömürgeci güçler, Rus Devrimi'nin sonunu umut ettiler.

She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture. - Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.

sömürge
possession
sömürge
colonially
sömürge
colony, dependency, possession; colonial müstemleke, koloni
sömürge
colony (of an imperialist power)
sömürge
plantation
sömürge
dependency
التركية - التركية

تعريف sömürgeler في التركية التركية القاموس.

Sömürge
koloni
Sömürge
müstemleke
sömürge
Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke, müstemleke, koloni
sömürgeler
المفضلات