Leyla bir kaçak değildir.
- Layla isn't a runaway.
Leyla'nın kaçak olduğunu sanmıyorum.
- I don't think Layla was a runaway.
İsyan tamamen kontrolden çıkmıştı.
- The riot was completely out of control.
Tom kontrolden çıkmış, biliyorsun.
- Tom is out of control, you know.
Leyla'nın zihinsel durumu kontrol dışına çıktı.
- Layla's mental state went out of control.
Durum kontrol dışı görünüyordu.
- The situation seemed out of control.
The home side won in a runaway.
Runaway children are vulnerable to criminal exploitation.