ruhsal

listen to the pronunciation of ruhsal
التركية - الإنجليزية
spiritual

After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished. - İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.

I read The Age of Spiritual Machines by Ray Kurzweil in Amsterdam on September 7, 2006. - 7 Eylül 2006'da Amsterdam'da Ray Kurzweil tarafından yazılan Ruhsal Yaş Makineleri'ni okudum.

mental

I had a mental breakdown. - Ruhsal sinir bozuntum vardı.

The boy's problems are physical, not mental. - Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.

psychologic

His illness was mainly psychological. - Onun hastalığı aslında ruhsaldı.

psychological

His illness was mainly psychological. - Onun hastalığı aslında ruhsaldı.

psychic
inward
psychological, mental
inner
psychical
warrant
dispositional
psychologize
pneumatic
ruhsal durum
state of mind

My poor state of mind made me distraught. - Berbat ruhsal durumum beni çıldırttı.

Dan was worried about Linda's state of mind. - Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.

ruhsal denge
balance of mind
ruhsal denge
balance
ruhsal denge bozukluğu
psychosis
ruhsal dengesi bozulma
loss of balance
ruhsal dengesi bozulmak
lose one's balance
ruhsal durum
vein
ruhsal durum
mood, frame of mind
ruhsal durum
habit of mind
ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı
sound in mind and body
ruhsal çözümleme
psychoanalysis
fiziksel ve ruhsal gelişme bozukluğu
cretinism
savaş sonrası ruhsal bozukluk
combat fatigue
savaştan kaynaklanan ruhsal çöküntü
shell shock
التركية - التركية
Ruhla ilgili olan, ruhi, psişik
Ruh bilimi ile ilgili, ruh bilimsel, psikolojik
tinsel
psikolojik
ruhsal
المفضلات