After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
I read The Age of Spiritual Machines by Ray Kurzweil in Amsterdam on September 7, 2006.
- 7 Eylül 2006'da Amsterdam'da Ray Kurzweil tarafından yazılan Ruhsal Yaş Makineleri'ni okudum.
I had a mental breakdown.
- Ruhsal sinir bozuntum vardı.
The boy's problems are physical, not mental.
- Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.
His illness was mainly psychological.
- Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
His illness was mainly psychological.
- Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
My poor state of mind made me distraught.
- Berbat ruhsal durumum beni çıldırttı.
Dan was worried about Linda's state of mind.
- Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.