تعريف rudeness في الإنجليزية التركية القاموس.
- kabalık
- {i} işlenmemişlik
- davranış
- sertlik
- nezaketsizlik
- terbiyesizlik
- {i} edepsizlik
- {i} beceriksizlik
- {i} hoyratlık
- {i} haşinlik
- {i} engebelilik
- {i} hantallık
- {i} ilkellik
- rude
- kaba
Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.
- Mike made a rude table from the logs.
Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- rude
- {s} kaba saba
- rude
- {s} nezaketsiz
Nezaketsizliğe katlanamam.
- I can't stand rudeness.
Bu çok nezaketsiz bir soru.
- That's a very rude question.
- rude
- saygısız
Tom'a saygısızlık etmek istemem.
- I don't want to be rude to Tom.
- rude
- {s} edepsiz
Onun edepsizliği tarafından şaşırdım.
- I was taken aback by his rudeness.
- rude
- ham
- rude
- {s} haşin
- rude
- {s} terbiyesiz
Sen terbiyesizce sözümü kestiğinde ben bir şey söylemeye çalışıyordum.
- I was trying to say something when you so rudely interrupted.
- impertinence
- münasebetsizlik
- rude
- {s} kulağı tırmalayan
- rude
- {s} tümsekli
- rude
- bet işlenmemiş
- rude
- {s} gürbüz
- rude
- {s} sapasağlam
- rude
- vahşi haşin
- rude
- {s} vahşi (bölge)
- impertinence
- şımarıklık
- rude
- {s} cahil
O kaba, kibirli ve cahil.
- He's rude, arrogant and ignorant.
- rude
- kaba davranmak
Tom sana karşı kaba davranmaktan pişmanlık duyduğunu söylüyor.
- Tom says he regrets having been rude to you.
- rude
- kabalık etmek
Lütfen beni affet. Kabalık etmek istemedim.
- Please forgive me. I didn't mean to be rude.
Kabalık etmek istemedim.
- I didn't mean to be rude.
- rude
- {s} hantal
- rude
- terbiyesini bozmak
- rude
- kuvvetli
- rude
- {s} bet (ses)
- impertinence
- sululuk
- impertinence
- terbiyesizlik
- impertinence
- laubalilik
- rude
- kabaca yapılmış
- rude
- kabataslak
- rude
- doğal
- rude
- ilkel
- rude
- kabasaba
- rude
- inceliksiz
- rude
- sert
- rude
- işlenmemiş
- rude
- ayıp
- rude
- müstehcen
- rude
- şiddetli
- impertinence
- {i} küstahlık
- rude
- {s} beceriksiz
- rude
- {s} engebeli
- impertinence
- {i} saygısızlık
- rude
- abullabut
- rude
- nobran