Güller çiçek açmışlar.
- The roses are in bloom.
Güller soldu ve Ania çok ağladı.
- Roses withered and Ania cried very much.
Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
- The index rose 4% from the preceding month.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Pembe ve gül benzer renklerdir.
- Pink and rose are similar colors.
Pembe güller güzeldir.
- Pink roses are beautiful.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
- The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
Nüfus artışı, ciddi sosyal sorunlara yol açmıştır.
- Population growth has given rise to serious social problems.
Geçen yıl fiyatlarda makul bir artış vardı.
- There was a modest rise in prices last year.
Florida'da memurların iklim değişikliği ya da deniz seviyesi yükselişi kelimelerini kullanmalarına izin verilmiyor.
- Officials are not allowed to use the words climate change or sea-level rise in Florida.
Vandalizm yükselişte.
- Vandalism is on the rise.
Onunla maaş zammınızı ne zaman görüşeceksiniz?
- When are you going to approach him about your pay rise?
Ben her sabah her zaman altıda kalkarım.
- I always rise at six every morning.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- She looks at the world through rose-colored glasses.
Davalı lütfen ayağa kalkın.
- The defendant will please rise.
Onunla maaş zammınızı ne zaman görüşeceksiniz?
- When are you going to approach him about your pay rise?
Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
- Does depreciation of the yen give rise to inflation?
Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
- This river rises in the mountains in Nagano.
Estetik kliniklerini ziyaret eden insanların sayısı bu son yıllarda artmaktadır.
- The number of people who visit aestethic clinics have been on the rise these last years.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
- I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
- Does depreciation of the yen give rise to inflation?
Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?
- Why did you turn down his request for a pay rise?
Yaşamanın maliyeti yükseldi.
- The cost of living has risen.
Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
- I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
Güller çiçek açmışlar.
- The roses are in bloom.
Zaman gülleri soldurur, fakat dikenleri kırar.
- Time withers the roses, but wears down the thorns.
Erken yatmak, erken kalkmak bir insanı sağlıklı, zengin ve akıllı yapar.
- Early to bed, early to rise makes a man healthy, wealthy and wise.
Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
Boşanma oranının artması bekleniyor.
- The divorce rate is expected to rise.
Amerika Birleşik Devletleri'nde sıcaklıkların artmaya devam etmesi bekleniyor.
- Temperatures in the United States are expected to continue to rise.
Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.
- This river rises in the mountains in Nagano.
rose pink colour:.
I beg your pardon, / I never promised you a rose garden. / Along with the sunshine, / There's gotta be a little rain sometimes.
She has always looked at life through rose-tinted glasses.
She has always looked at life through rose-tinted glasses.
She is a true English rose.
White and black added to the above combinations result in the quieter tones and tints of these — such as old rose, ashes of rose, salmon, red-brown, terra-cotta, brick red and the series of pinkish to orange greys.
misty rose colour:.
The governor just gave me a rise of 2-pounds-6.
And still the hours passed, and at last I knew by the glimmer of light in the tomb above that the sun had risen again, and a maddening thirst had hold of me. And then I thought of all the barrels piled up in the vault and of the liquor that they held; and stuck not because 'twas spirit, for I would scarce have paused to sate that thirst even with molten lead.
I went along up the bank with one eye out for pap and t'other one out for what the rise might fetch along.
The rise of his pants was so low that his tailbone was exposed.
The champion of corporate governance should smell like a rose. Instead, there's an unpleasant whiff of pork-barrel politics rising from the board.
you guys wasn't gettin' paid to leave the dogs to babysit the sheep while you stemmed the rose, from Brokeback Mountain.
... People rose out of poverty, because everybody ...
... in the Rose Garden and I told the American people in the world that we are going to find ...