This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
What is the role of the University in the modern society?
- Üniversitenin modern toplumdaki rolü nedir?
I am sure you will take an active role in your new position.
- Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
He isn't really sad; he's only acting.
- O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.
Tom acted the part of a sailor.
- Tom bir denizci rolü oynadı.
Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
- Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
Sami played different roles in Layla's play.
- Sami, Leyla'nın oyununda farklı roller oynadı.
Tom believes in traditional gender roles.
- Tom geleneksel cinsiyet rollerine inanır.
Fol-de-rol and fiddle dee dee and fiddley faddley foddle. All the wishes in the world are poppycock and twaddle. -- lyrics to Richard Rogers' Cinderella.
I learned a lot from watching, but the part that I should have studied harder was the roller. The names of the writers went on for ever.
Yol silindiri gürültülü.
- The road roller is noisy.
Yol silindiri caddeyi düzleştiriyor.
- The road roller is levelling the street.
Yol silindiri gürültülü.
- The road roller is noisy.
Yol silindiri caddeyi düzleştiriyor.
- The road roller is levelling the street.
Hangisinden daha çok hoşlanıyorsun, buz pateni mi yoksa tekerlekli paten mi?
- Which do you enjoy more, ice skating or roller skating?
Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.
- I got the roller skates for nothing.