Bu riske girmeye hazır değilim.
- Ich bin nicht bereit, dieses Risiko einzugehen.
Bu sağlığınız için bir tehlikedir.
- This is a hazard to your health.
Şiddetli rüzgarlar yüksek profilli araçlar için seyahati tehlikeli yapıyorlar.
- Gusty winds are making travel hazardous for high profile vehicles.