Her şey değişmek üzere.
- Everything's about to change.
Değişmek için asla çok geç değildir.
- It's never too late to change.
Onu değiştirmek istiyorum.
- I want to change that.
Tren geç vardığı için onlar programını değiştirmek zorunda kaldılar.
- They had to change their schedule because the train arrived late.
Herhangi bir değişiklik var mı?
- Have there been any changes?
Programımızda bir değişiklik yapamayız.
- We cannot make a change in our schedule.
Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
- I'd like to make some changes in the draft.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.