Tom bara giderdi ve derhal üç bira ısmarlardı.
- Tom used to walk into the bar and order three beers right off.
Ben hemen bir doktor görmeliyim.
- I need to see a doctor immediately.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
Yangın derhal söndürüldü.
- The fire was put out immediately.
Burada sana acilen ihtiyacımız var.
- You're needed here immediately.
Umarım durumu bir an önce düzeltirsin.
- I hope you will correct the situation immediately.