Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's ridiculous.
Bunun gülünç olduğunu düşündüğünü biliyorum.
- I know you think this is ridiculous.
Kendini sınıf arkadaşlarının alayına maruz bıraktı.
- He exposed himself to the ridicule of his classmates.
Bunu yaparsan kendini alay konusu edersin.
- If you do that, you're going to subject yourself to ridicule.
Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.
- It is not good to ridicule him in public.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
- It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
O ne saçma bir fikir!
- What a ridiculous opinion that is!
Umarım komik olmak seni öldürmez!
- Hopefully, being ridiculous doesn't kill you !
Muhtemelen komik görünüyorum.
- I probably sound ridiculous.
Tom fikrimle alay etti.
- Tom ridiculed my idea.
O benim fikrimle alay etti.
- He ridiculed my idea.
Adam's hair is ridiculous.
... We're going to go ridiculous on this one guys. ...
... DAVID BECKHAM: Her wardrobe is ridiculous already. ...