Bilmecelerde hiç iyi olmadım.
- I've never been good at riddles.
Tom'un bilmeceleri sevdiğini düşünüyordum.
- I thought Tom liked riddles.
Tavuk neden yolun karşısına geçti? çok meşhur ve bolca cevabı olan bir İngiliz bilmecesidir.
- Why did the chicken cross the road? is a very well-known English riddle, to which there are a multiplicity of answers.
Sadece atak bir zihin bu bilmeceyi çözebilecek.
- Only an audacious mind will be able to solve this riddle.
Bulmacayı çözmeye çalışalım.
- Let's try to solve the riddle.
Hiç kimse bulmacayı çözemedi.
- No one was ever able to solve the riddle.
Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
- Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
- Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
You have to riddle the gravel before you lay it on the road.
The shots from his gun began to riddle the target.
Riddle me this...., meaning Answer the following question.
Your argument is riddled with errors.