Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.
- Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.
Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
- Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.
Dünyanın en zengin insanlarının toplam net serveti 2016 yılında % 18 artarak 7.67 trilyon dolara yükseldi.
- The total net worth of the world's richest people rose by 18% in 2016 to $7.67 trillion.
Dünyadaki en zengin üç kişi, 48 en fakir ulustan daha çok serveti kontrol ediyor.
- The three richest people in the world control more wealth than the poorest 48 nations.
Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.
- China is rich in natural resources.
Van Horn ailesi zengindi.
- The Van Horn family was rich.
Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır.
- The basin of a river usually has rich farmland.
Ailem varlıklı değildir.
- My family is not rich.
Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar.
- Rich people show off with their expensive watches.
Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.
- An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.
Bütün varlığını kaybetti.
- He lost all his riches.
Ailem varlıklı değildir.
- My family is not rich.
Bazen zengin insanlar çok parası olmayan diğer insanlara tepeden bakarlar.
- Sometimes rich people look down on other people who do not have much money.
Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
- They say he is very rich.
Tom bayağı zengin, değil mi?
- Tom is quite rich, isn't he?
Şu bayan zengin görünüyor.
- That lady appears to be rich.
Bill Gates parasının hepsini bağışladıysa nasıl dünyanın en zengin adamı olabilir?
- How can Bill Gates be the the world's richest man if he gave away all of his money?
Bazen zengin insanlar çok parası olmayan diğer insanlara tepeden bakarlar.
- Sometimes rich people look down on other people who do not have much money.
Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir.
- The French language is rich in synonyms.
Bütün servetini kaybetti.
- He lost all his riches.
Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.
- For all his riches he is not happy.
What might be an embarrassment of riches—a city with three independent and artistically distinct opera companies—may become a lose-lose-lose situation.
But what did matter was that the new web platform provided a rich experience.
The Smiths went from rags to riches when they unexpectedly won the lottery.
It is not immoral to be wealthy.
- It is not immoral to be rich.
I'm not interested in being wealthy.
- I'm not interested in being rich.
... the first riches of civilization here go back to the third millennium bc ...
... there's an embarrassment of riches out there. ...