We had to yield to their request.
- Onların ricasına boyun eğmek zorunda kaldık.
My neighbor rejected my request to cut his tree.
- Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.
She pleaded with him to stay.
- O, onun kalmasını rica etti.
Please ask Tom to come here and help us fill out these forms.
- Lütfen Tom'a buraya gelmesini ve bu formları doldurmamız için bize yardım etmesini rica et.
I appeal to you to contribute to the new clinic.
- Yeni kliniğe katkıda bulunmanı rica ediyorum.
I asked the solicitor to make out my will.
- Avukattan vasiyetimi yazmasını rica ettim.
I would like to request a short recess.
- Ben kısa bir ara rica etmek istiyorum.
Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.
- Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
I would like to ask for your support.
- Desteğinizi rica etmek isterim.
Tom didn't want to ask for help.
- Tom yardım için rica etmek istemiyordu.
Tom called Mary to ask her to help at the bake sale.
- Tom Mary'yi fırın satışında onun yardım etmesini rica etmek için aradı.
Tom wanted to ask Mary to go out with him, but he didn't have the courage to.
- Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu.