resmen

listen to the pronunciation of resmen
التركية - الإنجليزية
officially

Finally, World War One was officially over. - Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.

He officially announced himself as a candidate. - Kendisini resmen aday olarak ilan etti.

formal

I don't believe we've been formally introduced. - Resmen tanıştırıldığımıza inanmıyorum.

Tom said that he had never formally studied French. - Tom resmen Fransızca okumadığını söyledi.

formally

Nobody has been formally charged. - Hiç kimse resmen suçlanmadı.

We haven't been formally introduced. - Biz resmen tanıştırılmadık.

publicly
openly
by the book
outright
for good
ex officio
officially, formally, with official authorization
officially, formally; openly, publicly
(Konuşma Dili) truly, really
on the record
officially; in an official capacity; (something) done by the government or a government agency
downright
resmen işe başlama töreni
(Ticaret) inauguration
resmen göreve başlatma
induction
resmen istemek
request
resmen emirle çağırmak
summon
resmen açıklanmamış
unattested
resmen bildirmek
asseverate
resmen bildirmek
return
resmen gerçekleştirmek
solemnize
resmen göreve almak
induct
resmen görevi olmayan
non commissioned
resmen görevli olmayan
noncommissioned
resmen ilan edilmiş
enounced
resmen ilan etme
promulgation
resmen ilan etmek
declare formally
resmen ilan etmek
promulgate
resmen istemek
indent
resmen kabul edilmek
go through
resmen kararlaştırmak
nominate
resmen kendi isteğiyle
(Kanun) at own request officially
resmen sapmak
decline formally
resmen saptanan fiyat
(Ticaret) officially fixed price
resmen tanınmış
accredited
resmen tanınmış banka
(Ticaret) recognised bank
resmen tanınmış olan kilise
established church
resmen teyit etme
(Hukuk) formal confirmation
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Devlet namına, resmî olarak, devlet tarafından
(Osmanlı Dönemi) Kat'i olarak anlaşıldığına göre
Kesinlikle, açıkça, kesin olarak: "Kızların ikisi japone kollu, üçüncüsü resmen kombinezonlu idi."- H. Taner
(Osmanlı Dönemi) İsteye isteye. Bile bile
Devlet adına, devletçe, resmî olarak
Kanuna, yönteme uygun olarak, yöntemince
(Osmanlı Dönemi) Görünüşte, âdet yerini bulsun diye. Nezaket icabı olarak
Kesinlikle, açıkça, kesin olarak
resmen
المفضلات