Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.
- Your proposal will meet with significant resistance.
Çikolata söz konusu olduğunda direnç faydasızdır.
- When it comes to chocolate, resistance is futile.
Güçlü direnme bekliyoruz.
- We expect heavy resistance.
Adam direnmeden teslim oldu.
- The man surrendered without resistance.
Aktif olarak direnişin içindeydi.
- He was active in the resistance.
Direniş hareketi yeraltına indi.
- The resistance movement has gone underground.
Karşı koyma olacak mı?
- Will there be resistance?
Bazıları için terörist olanlar diğerleri için karşı koymadır.
- Those who are terrorists for some, are resistance for others.
Direniş hareketi yeraltına indi.
- The resistance movement has gone underground.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki raporlarda, Irak ordusu tarafından yapılan gerilla direnişi terörizm olarak adlandırılır.
- In reports in the United States, guerrilla resistance by the Iraq military is called terrorism.
O direnmekten vazgeçti ve kendini kaderine teslim etti.
- He stopped resisting, and resigned himself to his fate.
Günaha karşı direnmek gerçekten çok zor.
- It's hard to resist temptation.
Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
- It was hard to resist the impulse to wring Tom's neck.
Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
- They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
İnsanlar zalim hükümdara direndi.
- The people resisted their cruel ruler.
Tom anahtar deliğinden bakmaya direnemedi.
- Tom couldn't resist peeking through the keyhole.
air-resistance equation.