O, hastalık nedeniyle görevinden istifa etti.
- He resigned his post on account of illness.
Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.
- There is a rumor that he has resigned.
Tom kaderini boyun eğmiş bir şekilde kabullendi.
- Tom has resignedly accepted his fate.
Başbakan olarak istifa etmek zorunda kaldı.
- He was forced to resign as prime minister.
Tom istifa etmek için zorlandı.
- Tom was forced to resign.
Yoksulluk bütün ahlaksızlıkların anasıdır.
- Poverty is the mother of all vices.
Erdemler çoğunluğun ahlaksızlıklarıdır.
- Virtues are the vices of the majority.
Benim kötü alışkanlıklarım var fakat kumar onlardan biri değil.
- I have vices, but gambling isn't one of them.
Kumar Tom'un kötü alışkanlıklarından biri değil.
- Gambling isn't one of Tom's vices.
Başkanın çekilmesini talep ettiler.
- They demanded that President resign.
Çekilme hayatın ilk dersidir.
- Resignation is the first lesson of life.
Ordu, devlet içinde bir devlettir, çağımızın kötülüklerinden biridir.
- An army is a nation within a nation; it is one of the vices of our age.
Benim kötü alışkanlıklarım var fakat kumar onlardan biri değil.
- I have vices, but gambling isn't one of them.
Onun istifa etmesi için bir sebep yok.
- There is no reason why he should resign.
Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
- The company appealed for people to take voluntary resignation.
Ordu, devlet içinde bir devlettir, çağımızın kötülüklerinden biridir.
- An army is a nation within a nation; it is one of the vices of our age.
Sıkıntı tüm kötülüklerin başlangıcıdır.
- Boredom is the beginning of all vices.
Tom kaderini uysal bir şekilde kabul etti.
- Tom has resignedly accepted his fate.
Başkan gelmedi ama, yerine başkan yardımcısını gönderdi.
- The president did not come, but sent the vice-president in his stead.
Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
- The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
And if the perfection of well-speaking might bring any glorie sutable unto a great personage , Scipio and Lelius would never have resigned the honour of their Comedies unto an Affrican servant .
He resigned the crown to follow his heart.
Here is a man who was resigned to his fate, who was walking to the scaffold and about to die like a coward, that's true, but at least he was about to die without resisting and without recrimination. Do you know what gave him that much strength? Do you know what consoled him? Do you know what resigned him to his fate?.